YAZAMAK

yazamak ihtimalim...

Pazartesi, Temmuz 03, 2006

FİLM

Aç parantez Mustafa 6 okların yapmış olduğu İstanbul Kanatlarımın 6nda filmine karşılık Fiziğin Temel İlkeleri isimli bir film yapılabilir en realistinden. Yada Sinan Çetin’in yapmış olduğu Bay E filmine karşılık Alfabenin 6. Herifi diye bir film de düşünülebilir en semboliğinden. Ama en iyisi başka bir film yapmak kapa parantezi

BAŞKA BİR FİLM
…ve adam, yüzünde yüzyıllık yalnızlığın verdiği pişkin bir gülümseme ile gözleri kapalı, salonun ortasında öle salak salak yatmaktadır. Etrafta, kimsenin çok uzun zamandır oraya uğramadığına dair emareler; tozlu eşyalar, taşmış kül tablaları, mastürbasyon peçeteleri vesaire. Kamera önce sararmış dişleriyle adamı, sonra teker teker nesneleri gösterir. Tekrar adamı gösterdiğinde, odanın kapısı insanın tüylerini dikenleştiren bir sesle açılır. Aynı anda adamın gözleri de… ve kadın elinde bavullar girer..
Adam – aaa geldin mi melek?
Kadın - hayır gidiyorum
Adam – gelmeden nasıl gidersin?
Kadın – geleli çok oldu
Adam – sanmam, öle olsa ben çok uzun zamandır böyle olmam. Diyip peçeteleri gösterir.
Kadın – çok uzun zamandır değil. Sen yüz yıldır böylesin. Hep kimsesiz, hep umarsız çocuk yalnızlığında nihilist bir sokratez figanı içinde, savrulup gidiyorsun yolsuz yolların yollu çılgınlığı içinde yolların yoluna. Bana yağmurların gözü gibi bakıp, yılanın öcü gibi evrilme gizil feryadım, karadutum, çatalkaram, çingenem, söylenmemiş türküm, detone kalp atışım, çengelli çengelsiz iğnem, ruhumun ruhu…..
Tam bu sırada beklenmeyen bir şey olur. Odanın kapısı aynı iğrenç sesle açılır ve içeriğe elinde patlamış mısır ve sinema biletiyle seyirci girer..
Seyirci – ulan yeter yaa sokayım ruhuna da filmine de. Nedir bu yaa… sabahtan beri izliyorum, bi bok anlamadığım yetmiyo bide bu çirkin çarpık bacaklı karıyı sokuyosunuz çük gibi. Hadi bacakları anladık belki natüralist bir anlamı vardır ama en azından şu meme olayına bir çözüm bulsaydınız be yaa, ne bu böle erik gibi. Ulan tamam hepsini geçtim, bari sevişsinler. Sevişmeyeceksen ne giriyon filme. Abuk sabuk laflar yok nihilistmiş yok sokratezmiş. Sokayım tezine! yeter ulan !
Bu sırada kadın çıkmıştır…
Adam – haklısın yaa.. ne bileyim işte.. otursana, biraz laflarız
Seyirci – oturayım bari. Abi sen niye böle yapıyon yaa? geçen filmde de 6 saat yağmuru izlemiştin. Bi derdin mi var? Bu arada iyi ki bu karıdan çocuk mocuk yapmamışın. Mısır yer misin?.....
Seyirci ile adamın gayet sıradan ve boş konuşması devam ederken kamera adamın suratına sabitlenir. Fonda konuşma devam ederken adamın gözleri kapanır ve adam, yüzünde yüz yıl altı dakikalık yalnızlığın verdiği pişkin bir gülümseme ile gözleri kapalı salonun ortasında öle salak salak yatmaktadır. Etrafta, kimsenin çok uzun zamandır oraya uğramadığına dair emareler…

(ELLERİNDEN ÖPERİM ZEKİ DEMİRKUBUZ )

5 Comments:

Anonymous Adsız said...

:):):)

Temmuz 04, 2006  
Blogger arian said...

gülen insan suratını temsil eden, iki nokta üstüste işareti,akabinde parantez kapama işareti.bunlardan 3 er tane yanyana koysaydım.yukardakı mesajın anısı olurdu.
onun yerine öncelikle beğendiğimi dile getirmek,sonra da neden böyle bir konu seçtiğini sormak isterim.
(bu arada yukardakı mesajı yazan arkadas gıcık olmussa ozur dılerım :p:p:p )

Temmuz 04, 2006  
Blogger Haydar said...

gülen bir dejawu suratının akabinde ve detayında yukardaki arkadaşın sezeryanla doğmuş cevap hakkına histerik bir bakışı anımsatan dejawunun manalı suratı...(üzgünüm tdk:)
Böle bir konu seçtim çünkü filmleri seviyorum, türk filmlerini seviyorum, Zeki Demirkubuz filmlerini ayrı bir seviyorum. Ayrıntılı açıklama için bknz Masumiyet ve Bekleme Odası..

Temmuz 05, 2006  
Anonymous Adsız said...

hayır arian gıcık olmadım:) bu yazıyı okurken çok güldüm.malum farklı bi yazı
bende çok severim zeki demirkubuz un yazdığı senaryoları ve yönettiği filmleri..yazını altında onun adını görünce ve yazıda komik olunca sadece '' :):):) '' bunu uygun gördüm
açıklama yaptım yaa bide..

Temmuz 05, 2006  
Anonymous Adsız said...

su altı saat yagmur olayına hasta oldum, bana nuri bilge ceylan a olan nefretimi ve onun icin omrumden harcadıgım 4 saati hatırlattı, yazık.

Temmuz 09, 2006  

Yorum Gönder

<< Home